Elbek (Maşrik Yusupov) (1898 – 1939)
Sovyetlerin Orta Asya’da aydınlar soykırımı yaptığı dönemde Özbek Edebiyatının tanınan temsilcilerinden birisidir. 1898 yılında Taşkent şehrinin Bostanlık ilçesi Humsan köyünde doğdu . O kendi bibliyografiyasında şöyle anlatır: “Ben 1905 yılında eski köy mektebine girip okumaya başladım ve dört yıllık okul boyunca okur yazarlığımı geliştirdim. 1910-11 yıllar arasında çok zor dönemleri başımızdan geçti. O yılları kardeşlerim gibi bende evi bırakmak zorunda kaldım ve iş bulmak için evden ayrıldım. 1911 yılında Taşkent şehrine geldim ve bir zenginin evinde bekçi olarak çalışmaya başladım . Aynı zamanda Taşkent’in Eskişehir yakınında Divanbegi mahallesindeki Haniy mektebinde sonra da 1914 yılında Şeyhantahur mahallesindeki Namuna isimli okulda tahsilime devam ettim.”
Elbey, zorluklar içerisinde hem çalışmış hem de tahsiline devam etmiştir. 1919 yılında bir eğitim kursundan mezun olduktan sonra eğitimci olarak çalışmaya başladı. 1921 yılından başlayıp Türkistan Halk Eğitim Mecmuası (konseyinde) gibi bilimsel müesseselerde faaliyet göstermiştir. O dönemlerde yayımlanan “Eğitim ve Öğretmen”,“İnkilap”,” Bilim ocağı” gibi dergilerle birçok kişiyle ortak çalışmalar yapmıştır. Onun “El Beyrâğı (Halk Bayrağı)”,”Turan”,”Türk Sözü”,”Uluğ Türkistan” gibi yazdığı ilk şiirleri gazetelerde yayımlanmaya başlamıştır. 1922 yılında “Bir Soru”,”Öksüzning Ölimi (Öksüzün Ölümü) ” ,”Karga”, “Bibi Hanım Medresesi” ve “Türkistan” gibi şiirleri genç Özbek şairleri arasında Fıtrat ve Çolpan’ın şiirleri ile beraber zikredilmeye başlamıştır. Şairin ilk şiir dizisi “Ermuğan” 1921 yılında yayınlandı. Bu eser esasen masallardan oluşuyordu. Onun burada ele aldığı konular toplumdaki belirsizliği aydınlatmak maksadını taşımaktaydı. Onun “Kaysi biri Böri?(Hangisi Kurt?)” masalında da bu mesaj hissedilmektedir. Sonradan ele aldığı “Güçsüzler Dünyası” masalında şairin dünyaya bakışının oldukça netleştiği görülüyor. Bu masallarda zulme maruz kalan halkın intikam almak maksadıyla mücadele etmesi ve direnmesi anlatılmıştır. Bu şekilde şair eserlerinde baskıcı bir rejimi yıkmak için adım adım ve maharetli bir şekilde ilerleme kaydetmektedir.
O, eserlerinde yeniden ayağa kalkmaya başladığını belirterek; “Benim Hikayem” şiirinde “ben daha hiç bir şiir yazmadım ancak şiir yazmadan da dönmedim ” cümlesini boşuna kurmamıştır.
Elbek’in yazdığı “Mihnet Kuylari (Emek Melodileri)”, “Gunçalar”, “Çirçik Boylarıda”, “Aşuleler Toplamı”, “Baleler Koşugu”, “Şi’rler Toplamı” gibi kitaplarındaki şiirlerinde dünya görüşünü ifade eden edebi maharetin ne kadar yükseldiğine şahit oluyoruz. Şairin “Sezgiler Toplamı”na giren dizileri kendisinin hitabetinin çok güçlü olduğunu belirtiyor .
Elbek bir kaç dizi şiirleri yazarken onlarca destan da icat etmiştir. Onun” Güzel Kız”, “Bizinki”, “Pahta (Pamuk)”, “Utmişim (Geçmişim)”, “Çirçik” , “Batrak Kolhozi (Batrak Kolhozu)” , “Toza Gul (Temiz Çiçek)” , “Özbekistan” , “Bağban (Bahçıvan)” , “Etik (Çizme)” , “Mergen (Nişancı)” eserleri bu cümleden sayılabilir.
Elbek çocuk edebiyatı şairi olarak değerli eserler vermiştir. Bunlar: “Per Desturhân (Tüy Sofra)”, “Emanet”, “Erksiz Polçi (Özgür Olmayan Temizlikçi)”, “Ana”, “Bolalar Koşugu (Çocuklar Şarkısı)” gibi bir dizi şiirleri, destanları ve masallardır. Aynı zamanda edip “Yazuv Yolları (Yazı Yolları)” ,”Örnek”, “Başlangiç Mekteb Ane Tilleri (İlk Okul Ana Dilleri)”, “Güzel Yazgiçlar” gibi ders kitaplarını da yazmıştır. Elbek, hikaye yazarlığına da katkı sağlayarak Özbek edebiyatı tarihinde iz bırakmıştır. O’nun “Dedemet” külliyatına giren “Çirçik “, “Ben Kim Olacağım “, “Ana”, “Enargül”, “Kahhar Hoca” gibi hikayeleri, edibin iyi bir nesir yazarı olduğuna delildir.
Elbek sadece kırk yıl yaşadı. 1937 yılında halk düşmanı olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Magadan’daki kampların birinde 11 Şubat 1939 ‘de vefat etti.